Biz ki “Yurtta sulh cihanda sulh “ ilkesini savunan,
Biz ki “zaruri olmadıkça savaş bir cinayettir” e inananlar
Ne oldu da meleketimizi savaş alanına çevirdik? Savaştan beter kayıplar vermeye başladık kalemşör.
Biz ki evimize gelen düşman bile olsa evden çıkana kadar ona kurşun sıkmayan,
Biz ki düşmanımız bize yüzünü dönmedikçe ona ateş etmeyen,
Biz ki aman dileyene kılıç sallamayanların torunları.
Ne oldu da memleketimizde misafir olan bir devlet elçisini arkasından vurur hale geldik ?
Yoksa bunların hepsi tevatür müydü? Bizi kandırmak için resmi tarihin söylediği yalanlar mıydı?
Ya da doğruydu da “o güzel insanlar Kurtuluş savaşında o güzel atlara bindiler, demirin tuncuna insanın piçine mi kaldık”. kalemşör.
Köklü devlet geleneğimiz vardı!
* Kökü kurudu Hasan dayı.
Cumhuriyeti teslim edeceğimiz gençlik vardı!
* Kindar ve dindar nesil oldu..
Teşkilatı mahsusa ile başlayan bir istihbarat örgütümüz vardı!
* Muhalif kovalayan ajan oldu
Adaleti dirhemle tartan hakimlerimiz vardı!
* Hepsi emekli oldu.
Terörle mücadelede keskin kılıç yetenekli TSK mensupları vardı!
* Kimi hapiste, kimi emekli, kimi de mezarda.
Konularında uzman polislerimiz vardı!
* Takdir-i İlahi hepsi meslekten ayrıldı ya da Allah onları attı.
Cumhuriyeti taşla sopayla kuran nesiller vardı!
* Açlıkla terbiye edilip onurlarıyla oynandı Hasan dayı.
Sagduyulu vatandaşlar vardı!
* Makarna ve kömür duyulu hale geldiler.
Kendi kendine yeter bir ekonomi vardı!
* Öküzler yedi
Öküzler nerede?
* Saraya sığındı.
Saray nerede?
* Bundan sonra olacakları zaten biliyorsun Hasan dayı.
21.12.2016 Çorlu
