Gül Demeti 11 Ad.

0TL.

Çiçek Evi

Baskılı Şapka

0TL.

DijiMed Promosyon

0282 65 112 65

Almanca Başlangıç Seviyesi

0TL.

Pera Dil Akademi

0282 654 29 29

Mustafa AYDINLI

Mustafa AYDINLI 1956 kertme köyü/çorum doğumlu çifçi bir ailenin oğlu olup ilkokulu doğduğu köyde, ortaokulu ve endüstri meslek lisesi elektrik bölümünü çorum’da, gazi üniversitesi tekn
Eğitimci- şair ve yazar
Yazara Mesaj Yaz
Bu Bölümde Yazılan Yazıların Sorumluluğu Yazarlara Aittir
Abdulhamit  02.03.2020   (1049) Okunma
Değerli dostlar; Tarihi doğru ve eksiksiz öğrenmek, geleceği doğru ve eksiksiz görmemizi sağlar. Onun için, ‘Geçmiş geleceğin aynasıdır’ demişiz. Onun için Cumhuriyetin kurucusu M. Kemal Atatürk İş Bankası’ndaki hisselerini (%28.09) Türk Dil Ve Tarih Kurumu’na bağışlamıştır. Tarihimizi ve dilimizi doğru ve eksiksiz kavrayalım diye. Şimdi bu hisseler mevcut iktidarın ağzını sulandırmaktadır.

Konumuz tarihi gerçeklerin belge ve bilgiye dayalı doğru kavranması. Ülkeyi 33 yıl yöneten Abdülhamit’in özet sayılacak gerçek kişiliği ve dünyasıdır. Ülkeye sağladığı fayda ve zararlardır. Çarpıtmadan, eğip, bükmeden tarihsel gerçeklere dayanarak sunumudur.

Abdülhamit Osmanlı’nın 34. Padişahıdır. 1876 da tahta çıktı, 1909’da 31 Mart irtica ayaklanmasından sonra tahttan indirilip, Selanik’e sürgün edildi. Gölgesinden korkan, pısırık, vesveseli bir kişiliğe sahipti. Ömründe Yıldız Saray’ının dışına çıkmadı. Sadece Cuma namazlarında saraya en yakın camiye çıkıyordu. Yüzlerce koruması ile birlikte. Sarayda gününün büyük bölümünü polisiye roman okumakla geçiriyordu.

Korkunç bir baskı rejimi kurmuştu. Ülkeyi jurnalciler ve muhbirlerle yönetiyordu. Binlerce yurtsever, canını kurtardıysa soluğu ya yemen çöllerinde, ya da Libya’da Fizan’da sürgünde alıyordu. Oralara gidenin dönüşü de genelde pek mümkün olmuyordu.

Mustafa Kemal Suriye’ye sürülmüş, Mithat Paşa’da Suudi Arabistan’ın Taif kalesindeki zindanlara kapatılmıştı.

Abdülhamit’i tanımak için bazı tarihsel kesitlere bakmak bize önemli ipuçları verecektir, onun tarihsel kişiliği hakkında. Örneğin sadece Mithat Paşa olayını incelemek bile Abdülhamit’i gerçek niteliği ile tanımamıza yardımcı olacaktır.

Mithat Paşa kimdir; (1822-1884) İstanbul’da doğdu. Özel eğitim gördü. Arapça ve Farsça biliyordu. Yurdun pek çok yerinde değişik görevlerde bulundu. Yurt dışında iyi tanınan bir aydın ve yenilikçiydi. Ziraat Bankası’nın çekirdeğini o oluşturdu. Valilik görevlerinden sonra Şura-i Devlet Başkanlığına getirildi. Padişah Abdülaziz döneminde sadrazamlık görevine getirildi. Sarayın israf ve savurganlığını eleştirdiği için üç ay sonra görevden alındı. 1876 da Selanik Valiliğinden sonra ikinci defa Şura-i Devlet Başkanı oldu. Padişah Abdülaziz’i tahtan indirip, yerine V Murat’ı göreve getiren kadro içinde yer aldı.

Zayıf bir kişiliğe sahip V Murat iktidarda aklını kaybedince, II Abdülhamit’in Padişahlığa getirilmesinde birinci derecede rol aldı. Meşruti yönetime geçilmesi ve V Murat sağlığına kavuşunca görevi devretmesi ön koşuldu. Bu konuda Abdülhamit yazılı güvence verdi.

Mithat Paşa sadrazam oldu, meşrutiyet idaresine geçildi. O dönem çok güçlüydü. Abdülhamit, Mithat Paşanın başarılarından ve gücünden çekiniyor. İlk fırsatta ondan kurtulmaya çalışıyordu.

Osmanlı-Rus savaşında İngiltere Abdülhamit’i destekledi. Devleti ele geçiren Abdülhamit ilk fırsatta Mithat Paşa’yı azletti. Avrupa’ya sürgüne gönderdi.

Mithat Paşa; Abdülhamit’in tahta çıkışında birinci derecede rol oynamıştı, hatta Kanun-i Esasi’yi kendisi hazırlamıştı, fakat bakın şu kaderin cilvesine ki, onu boğdurarak öldüren Abdülhamit’ti, hem de kendi hazırladığı Anayasa’nın son bölümüne bir madde ekleterek.

Mithat Paşa İzmir Valisi iken onun cumhuriyetçi fikirlerinden kurtulmak için sarayın talimatı ile Tercüman-ı Hakikat Gazetesinde Abdülaziz’in intihar etmeyip öldürüldüğüne dair yayınlar yapılmaya başlanır. Aslında Mithat Paşa’ya kurulacak kumpasın alt yapısı oluşturuluyor.

Bu arada, Abdülaziz´in intihar etmediğini, öldürüldüğünü; bu olayı destekleyenin de Mithat Paşa olduğunun bir komisyon tarafından araştırılması Abdülhamit’in fikridir. Komisyonda tez elden bu fikri onaylar. Kendisine kumpas kurulduğunu öğrenen Mithat Paşa İzmir’de Fransız Büyükelçiliğine sığınır. (17 Mayıs 1881)

Fransızlar Abdülhamit’e bir telgraf çekerek ince bir oyun oynama peşindedirler. Mithat Paşa’nın kendilerine sığındığını, ancak olay bir cinayet olduğu için sığınmayı kabul edemeyeceklerini filan söylemektedirler. Aslında asıl dillerinin altındaki bakla, o zaman Osmanlı sınırları içinde olan Tunus’un kendilerine verilmesi halinde, Mithat Paşa’yı verebileceklerini söylemektedirler. Açıkça Tunus’u istiyorlar. Evet, Abdülhamit Mithat Paşa’yı Fransızlardan almak pahasına Tunus’u Fransızlara hediye etmiştir. Fransızlar bir kurşun atmadan, bir damla kan dökmeden Tunus’u elde etmişlerdir.

İnanılması güç, ama gerçek, çok iyi yetişmiş bir aydınını devlet adamını, bir yenilikçiyi katletmek için bir ülke feda ediyorsun. Hem Tunus elden gidiyor, hem iyi bir devlet adamı, yenilikçi, uygar dünyanın gözdesi güzide bir insan, yani Mithat paşa.

Not; Yarın Çadır Mahkemesinde Mithat Paşa’nın yargılanması ve Taif Zindanlarında boğdurularak öldürülmesi

Fransızlar Tunus’un hediye edilmesine karşılık, Mithat Paşa’yı verdiler. Mithat Paşa, vapurla İzmir’den, İstanbul’a getirildi. (22 Mayıs 1881) Yolda 11 saat sorgulandı. Cinayete yardım etme suçunu reddetti. İstanbul’da Yıldız Sarayına götürülerek orada Çadır Köşkünde nezarete alındı. Burada da on gün boyunca sorgulandı.

Soruşturma tamamlanınca, iddianame Abdülhamit’e sunuldu. Durum heyetler tarafından değerlendirildi. Sonuç olarak Malta Karakol hanesi yakınında kurulacak özel bir mahkemede yargılanacak, Abdülhamit geriden gizli bir bölmeden mahkemeyi izleyecek kontrol edecekti. Mithat Paşa’nın varlığından tanınmışlığından korkuyordu. Abdülaziz’i Mithat Paşa’nın öldürdüğüne kendisi de inanmıyordu. Ülkede tek başına hüküm sürmek için böylesi bir kumpasa gereksinim vardı. Amcası Abdülaziz’in öldürülmesi ile suçlayıp ondan ebediyen kurtulmak istiyordu.

İddianame 19 Haziran 1881 de Mithat Paşa’ya sunuldu.

Mithat Paşa Malta Karakolu yakınında kurulan büyük bir çadırda yargılanacaktı. Mahkeme Başkanı, Mithat Paşa’nın yolsuzlukları nedeniyle görevden uzaklaştırdığı Sururi Efendi, İkinci Başkanı ise Etniki Eterya isyanı sırasında babası II. Mahmut tarafından astırılmış olan Hristas Foridas Efendi idi. Savcılık makamında ise, yine bir Mithat Paşa düşmanı Latif Bey vardı. Mithat Paşa tam bir kumpas içerisindeydi.

Mahkemenin ilk celsesi, 27 Haziran 1881 günü başladı. Dinleyiciler, mahkeme çadırına ücretli biletle giriyorlardı. Mahkeme salonu, adeta bir tiyatroya benzetilmek istenmişti.

Mithat Paşa, sorgulamasının diğer sanıklarla beraber yapılmamasını talep etti. Sadece bu isteği kabul edildi.

Duruşmada, sanık Hacı Mustafa ve Pehlivan Mustafa isimli kişilerde vardı, Abdülaziz’i öldürdüklerini kabul ettiler. Bu suçlamayı kabul eden bu sanıklar, ezberletilmişçesine, olayı iddianamede yazıldığı şekilde, aynen tekrar ettiler. Ancak, sonra birden Pehlivan Mustafa ayağa kalkarak: “Asın kesin, öldürün yalnız işkenceler yeter” diye bağırmaya başlıyor. Sonra da; “Bana ve iki arkadaşıma yapmadıklarını koymadılar. Bizi zorla, bu işi yaptık dedirttiler. Yalandır. Biz efendimize kıymadık” diye haykırıyor.

Duruşmaya ara verildi. Duruşma tekrar başladığında, Pehlivan Mustafa, sanıklar arasında yoktur.

Cinayeti gördüklerini söyleyen üç Arap hadımağası iddianameyi ezberledikleri gibi tekrar ediyorlar. Abdülaziz’in nasıl öldürüldüğünü anlatıyorlar.

Mahkeme başkanı, Mithat Paşa ile aralarında geçen hasımlık nedeni ile şüpheye yer vermemek için davadan çekiliyor.

Sanki sanıklarla mahkeme yer değiştirmişti. Mithat Paşa Mahkeme Çadırına alındığında son derece rahat ve onurlu bir duruş sergiliyor ve başı dik. Abdülaziz’in intiharının hukuken sabit olduğunu, öldürülme iddiasının yalan olduğunu ve kanıtlarını bir bir sıralıyor. Bu konuda en önemli kanıtının Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Sultan’ın şahitliğine dayandığını, eğer bu şahit Abdülaziz’in öldürüldüğünü mahkemede ve kendi yüzüne karşı söylerse, suçu kabul edeceğini söylüyor. Ancak bu şahit hiç dinlenmiyor.

Mithat Paşa sanıklarla yüzleşmek istedi. Daha önce itirafta bulunan Pehlivan Mustafa suçunu tekrar yineledi. Mahkeme ısrar edilmesine rağmen Mithat Paşa’nın sanığa soru sormasını kabul etmedi. Biz bu tip yargılama yöntemini, günümüzde Balyoz ve Ergenekon davalarından iyi anımsıyoruz.

Mithat Paşa savunmasında; ““Efendi, savunma hakkı ya vardır, ya yoktur… Bu iddianamenin sadece başındaki besmele ile sonundaki tarih doğrudur. Neden? Sultan Aziz’in vefatını, merhumun annesinden sormuyorsunuz? Çünkü ciğerparesi olmasına rağmen vicdan ve Allah korkusu olan herkesin yalan söylemeyeceğini biliyorsunuz… Kanunları ayakaltına aldıktan sonra mahkemeye ne lüzum var. Tanzimat’tan önceki duruma geri döndüğümüzü gördüğüm için çok üzgünüm. Bu benim için sizin vereceğiniz bir ölüm kararından daha acıdır… En büyük hâkim tarihtir. Ben sizleri, cümleten bu büyük hakime tevdi ediyorum.”

Karar Paşa´nın idamıdır. Temyizden de karar aynı doğrultuda gelir. Abdülhamid, bunu ömür boyu kürek cezasına çevirir, güya dışarıya karşı şev katli bir padişah olduğunu göstermektedir. Mithat Paşa; hemen ertesi gün, Taif´e sürgüne gönderilir.

Mithat Paşa’nın kocaman varlığı, Abdülhamit için sanki bir kara düş gibiydi. Arabistan’ın korkunç Taif Zindanı onun son durağı olacaktı.

Oradan da kurtulup kendisine zarar vereceğini düşünen Abdülhamit, Mithat Paşa’yı cellatlarına boğdurarak yaşamına son verecektir.

Not; Yarın Mithat Paşa’nın boğdurulması ve cenazesi ne oldu.

YAZANLAR

  Murat VAKİTÇİ
  Mevlüt HALİLOĞLU
  Leman CAN
  İsmail Cenk KURAL
  Gülşah YEMİŞÇİOĞLU
  Gülden ADIGÜZEL
  İsmail ÖZTÜRK
  Müjdat UYSALCAN
  Hülya PERİN
  Ercan KILIÇLI
  Nizamettin GÜMÜŞ
  Feray KARAGÖZ
  Mustafa AYDINLI
  Murat SEVGİ
  Gülgün PALA KEÇECİ
  Gülbin PEKEL

SON BEŞ YAZI

  TÜRSAB İLE KOSOVA
  Mağduriyette Propaganda Dönemi
  Derinden Sarsıldık
  Bu Seçim Çok Farklı
  MÜJDE Artık Fakfakiriz

Gül Demeti 11 Ad.

Adet  0 TL.

Çiçek Evi

Baskılı Şapka

Adet  0 TL.

DijiMed Promosyon

0282 65 112 65

Almanca Başlangıç Sevi

Kişi  0 TL.

Pera Dil Akademi

0282 654 29 29

Çift Lavaş Et Dürüm

Adet  0 TL.

Diyar Döner

535 966 07 83

Püskürt Sil

Adet  0 TL.

Korkmaz Temizlik

532 652 02 68

Börek Lorlu

Adet  0 TL.

İzol Börek

0282 652 49 65