Baskılı Hediyelik Seti

0TL.

DijiMed Promosyon

0282 65 112 65

Taze Fasulye

0TL.

İstanbul Çorba

0553 854 5959

Yarım Ekmek Et Döner

0TL.

Class Döner

282 651 50 61

Mustafa AYDINLI

Mustafa AYDINLI 1956 kertme köyü/çorum doğumlu çifçi bir ailenin oğlu olup ilkokulu doğduğu köyde, ortaokulu ve endüstri meslek lisesi elektrik bölümünü çorum’da, gazi üniversitesi tekn
Eğitimci- şair ve yazar
Yazara Mesaj Yaz
Bu Bölümde Yazılan Yazıların Sorumluluğu Yazarlara Aittir
Abdülhamit Han 6  09.03.2020   (1084) Okunma
Abdülhamit konusu günümüzde hala yoğun olarak tartışılıyor. Bizim yazı dizimizde Abdülhamit’in Cumhuriyete karşı sanki bir seçenekmiş, çıkış yoluymuş gibi sunulmasına karşı gerçeğin olduğu gibi, nesnel olarak anlatımından oluşmaktadır.

Abdülhamit anlayışı, ülkeyi kurtuluş savaşı verme noktasına getirmiş, ağır bedeller ödenerek Cumhuriyet kurulmuştur. Temeli Abdülhamit dönemine dayanan milyonlarca dolar dış borç 1955 yılına kadar Cumhuriyet hükümetlerince ödenmiştir. Gerçek böyleyken hala Mustafa Kemal’in resimleri indirilerek bazı resmi kuruluşlara bile Abdülhamit resimlerinin asılıyor olması düşündürücüdür.

“Ulu Hakan mı Kızıl Sultan mı” tartışmaları ve “Kudüs Mitinginin” yapılması ve kürsüye Abdülhamit’in resminin konması, belli bir ereğe mi hizmet ediyor yoksa Abdülhamit’i yanlış mı tanıyoruz, hal böyle olunca Cumhuriyet bilincinden de hiç nasiplenmediğimiz ortaya çıkıyor.

“Ulu Hakan’ın” Siyonistlerin cazip tekliflerine karşılık hiç toprak satmadığı filan hep söylenip duruyor. Acaba öyle mi?

“Siyonist liderlerin Abdülhamit’e dış borçlarını ödeme ve devlet tahvillerini satın alma karşılığında Yahudilere Filistin’de toprak satılması tekliflerinin yapıldığı ve Abdülhamit’in de bu teklifleri geri çevirdiği doğrudur.

Ancak bu durum, Yahudilerin o yıllarda Filistin’de çeşitli yollarla toprak edindikleri ve koloniler kurduğu gerçeğini değiştirmez… Yahudilerin, bazen başka ülkelerin vatandaşlığına geçerek, bazen Osmanlı vatandaşı Yahudiler üzerinden toprak almaları bazen de hac ziyareti bahanesiyle Kudüs’e gidip izini kaybettirerek “vaat edilen topraklara” yerleşmeleri artarak devam etmiştir. 1876-1908 yılları arasında Siyonistler, Filistin’de 40 bin dönüm toprak satın alarak 33 yerleşim merkezi kurmayı başarmışlar ve 1908 yılında bu bölgede ikamet Eden Yahudilerin sayısını 80 bine çıkarmışlardır…

Abdülhamit’in, Filistin’de koloniler kuran Siyonist Rothshild ailesinden aldığı yüklü miktarda borcun karşılığında Yahudilerin Kudüs’te olmasa dahi yakın çevresinde toprak almalarına izin verdiği de Osmanlı belgelerinde ortaya çıkmıştır. Abdülhamit’in Rothshild ailesinden aldığı 1955 yılına kadar vadeli 8 milyon 212 bin sterlin borcu da Türkiye Cumhuriyeti kapatmak zorunda kalmıştır…”*

Berlin Antlaşması ile 287 bin 510 kilometre kare toprak kaybedildi. Yine Bulgaristan ve Girit’in elimizden çıkmasının yolunu açtı. Ermenilerin yükümlülüğü de Rusya’ya verilerek bugün yaşadığımız Ermeni sorununun temeli Abdülhamit döneminde atıldı.

“ 4 Haziran 1878’de iki ülke arasında yapılan ikili bir antlaşma ile Kıbrıs’ı her yıl ödenecek 22 bin 986 kese altın karşılığında İngiltere’ye verdik.

Abdülhamit’in Osmanlı’ya verdiği en büyük zararlardan biri de Almanlarla yapılan Bağdat-Hicaz Demiryolları Anlaşması ile demiryolunun geçeceği Kerkük-Musul hattında yolun 20 km. batısı ile 20 km. doğusunda yeraltı ve yerüstü her türlü maden, ürün ve tarihi eserlerin verilmesi oldu. Petrolün o yıllarda öneminin farkında bile olmayan Abdülhamit’in tek derdi Hicaz bölgesinde ayaklanma çıkması halinde hızlı asker sevkiyatı yapabilmek için demiryolları inşa etmekti. Oysa demiryolu kumpanyasına talip olan Alman, İngiliz, Fransız ve Ruslar ’ın ilgi alanı ise Mezopotamya’nın yeraltında yatan başta petrol olmak üzere her türlü maden ile yerüstündeki tarım ürünlerine sahip olmaktı.

Bütün bu gerçeklere karşın Musul petrolleri, Kıbrıs ve Girit’in verilmesi konusunda tezvirat yapan, bu bölgelerin Lozan’da kaybedildiği yalanına başvuran çevrelerin hâlâ Abdülhamit’i “Ulu Hakan” olarak görmesi patolojik bir durum…”**

Anlatılanlar tarihsel belgelerle doğrulanmaktadır. Abdülhamit dönemi zaten yakın tarihimizi ifade eder, mevcut gerçeğin varlığı da söylemlerimizi doğruluyor. Hal böyleyken Abdülhamit taraftarlığı ve cumhuriyet karşıtlığı, ancak koşullanmış ve sağaltımı olanaksız bir ruh hali olarak açıklanabilir.

YAZANLAR

  Murat VAKİTÇİ
  Mevlüt HALİLOĞLU
  Leman CAN
  İsmail Cenk KURAL
  Gülşah YEMİŞÇİOĞLU
  Gülden ADIGÜZEL
  İsmail ÖZTÜRK
  Müjdat UYSALCAN
  Hülya PERİN
  Ercan KILIÇLI
  Nizamettin GÜMÜŞ
  Feray KARAGÖZ
  Mustafa AYDINLI
  Murat SEVGİ
  Gülgün PALA KEÇECİ
  Gülbin PEKEL

SON BEŞ YAZI

  TÜRSAB İLE KOSOVA
  Mağduriyette Propaganda Dönemi
  Derinden Sarsıldık
  Bu Seçim Çok Farklı
  MÜJDE Artık Fakfakiriz

Baskılı Hediyelik Seti

Adet  0 TL.

DijiMed Promosyon

0282 65 112 65

Taze Fasulye

Adet  0 TL.

İstanbul Çorba

0553 854 5959

Yarım Ekmek Et Döner

Paket  0 TL.

Class Döner

282 651 50 61

Tavuk İskender

Adet  0 TL.

Diyar Döner

535 966 07 83

Margarita

Adet  0 TL.

Çiçek Evi

Midye

Adet  0 TL.

Kokorech

532 522 83 86