Tavuk Bonfile

0TL.

Birtat Köfte

282 651 78 78

Rowenta Süpürge

0TL.

Doğan AVM

282 654 23 00

Karaca Servis Seti

0TL.

Doğan AVM

282 654 23 00

Murat SEVGİ

Murat SEVGİ
Araştırmacı
Yazara Mesaj Yaz
Bu Bölümde Yazılan Yazıların Sorumluluğu Yazarlara Aittir
Sıradanlaşma  26.04.2020   (1360) Okunma
Yaşadığı toprakları, içtiği suyu, aldığı nefesi sorgulayan her insanın çevre mücadelesi içinde olmasının şart olduğu belalı bir coğrafyadayız. Hainimiz de, dalkavuğumuz da çok! Bunca belanın içinde cebelleşirken sağlıklı kalabilmeyi başarmak aslında başarı değil bir şans! Büyük şehirlerden köylere, metropollerden meralara kadar her yerde aynı riskler var.

İşte size 21 yıl arayla yaşadığım, ikisi de nisan ayının dördüncü haftasına denk gelen iki kötü örnek:

➽ YIL 1993:

Nisanın 24´ü, günlerden Cumartesi. Hafta sonunda İstanbul Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi Çevre Kulüplerinin ortaklaşa yürüttüğü bir çalışma için 3 arkadaşımla birlikte Ümraniye´deki Hekimbaşı çöplüğüne gittik.

Elimizde Zenit fotoğraf makineleri ve 1-2 makara 35mm film. Hemen yanında Boztepe adıyla yeni bir mahalle kurulmuş. Mahallenin sakinleri aynı köyden. Evler kaçak, bölgede ne plan var ne de ruhsat. Bizi sokaklarda görünce biraz tedirgin oldular. Bir sürü (!) fotoğraf çektik. Kokudan bir iki saat zor dolaştık ama çöp yığınlarının dibinde yaşamaya çalışan insanların evleriyle dolu. Gecekondu mahallesi çöp toplayıcılarının merkezi olmuştu.

Ertesi gün yeniden aynı yere gittik. Birkaç kişi önümüze çıkıp engel oldu. Fazla diretemedik. Geri döndük. Fotoğraflar pazartesi günü bütün gazetelerde yayınlandı. 27 Nisan Salı günü belediye 8 Mayısta çöplük için referandum yapılacağını duyurdu ama Hekimbaşı o kadar bekleyecek halde değildi! Kamu otoritesi karar vermekte geç kalmıştı! Ertesi gün, 28 Nisan´da metan gazı patlaması ile gevşeyen çöp dağı hemen altındaki gecekondu mahallesinin üzerini örttü. Resmi açıklamalara göre 39 kişi can verdi. 27 yıl olmuş, dün gibi...

* * *

Boztepe mahallesi ile ilgili satırları yazarken Kırklareli’den Gürcan Kırım aradı. Telefonda “Murat bugün senin yanmanın yıl dönümüymüş. Sosyal medya hatırlattı.” dedi. O yıl dönümünde yanımdaydı. O tarihte Kırklareli İl Genel Meclisi üyesiydi. Gürcan Kırım ile çok yerde çevre mücadelesinde yan yanayız. Zaten savaşan, mücadele eden pek kimse yok. Olanlar da birbirini bilir...

39 canın bazıları ile iki üç gün önce konuşup tanışmış olduğumu hatırlayınca kendi yaşadıklarımı unutmuşum. “Dur” dedim. “Onu da yazacağım.”

➽ YIL 2014:

Nisanın 23´ü Çevre mücadelesi devam ediyor.

Trakya´nın belası endüstriyel atıkları kendi yöntemleri ile bertaraf ettiğini zanneden bir çete Lüleburgaz Sakızköy´de hafriyat için toprak alınmış dev bir çukura atık dolduruyor bilgisine ulaşınca yola çıktık. Çevre gönüllüleri, İl Genel Meclisi üyeleri ile çıktık yola. Nüfusu düştüğü için beldeden tekrar köye dönüşen Sakızköy´de muhtarı ve köyden birkaç kişiyi de aldık. Belirtilen bölgeye geldiğimizde atıkların yakıldığını fark ettik. Hemen yanında Lüleburgaz Kent Ormanı vardı. Bir bölümü açıkta duran atıkların arasında tamamen etleri yok olmuş koyun ve köpek iskeletleri vardı. Hemen yanındaki merada hayvanlarını güden çoban ise hiçbir şeyden habersizdi.

Keşif sırasında üzerinde yürüdüğüm toprak tabakası kırıldı ve kor halindeki atık yığınının içinde kaldım. Kimsenin yardım etme şansı yoktu. Yanan atıklardan oluşan yamacı şoka girmeden önce emekleyerek tırmandım. Ellerim ve ayaklarım yandı.

Beraber keşfe geldiğimiz arkadaşlar ambulans çağırdılar. Beklememek için araçla yola çıktık. Yolda ambulans ile karşılaşınca beni ambulansa aktardılar. Önce Lüleburgaz Devlet Hastanesine, acil serviste yapılan ilk müdahalenin ardından Çorlu Devlet Hastanesine götürüldüm. Sonrasında bazı isimler sihirli ellerini değdirdi.

El derilerim tamamen yanmıştı. İlk düştüğümde ateşe gömülen kısım ve emeklerker ateşe temas eden yüzeyler yanmıştı.

Her seviyede yanık bölgeler vardı. Yoğun bakımda geçen uzun ve sancılı bir dönem yaşadım.

İçine düştüğüm bir çöplüktü ve her türlü mikroba maruz kalmış dev bir açık yara ile karşı karşıyaydım. Ertesi gün enfeksiyon başladı. Sonra bir daha, sonra bir daha derken üç defa enfeksiyon belasını yaşadım.

Binlerce çöplük görmüş, kirleticiler ve zararlılarla iç içe yaşayan biri olarak hijyen nedir o aşamada öğrendim.

Deri nakilleri, damar nakilleri, bağışıklık sistemini kontrol eden tedaviler ve derisi tamamen soyulmuş ellerimi bugün hiç yanmamış gibi kullanmamı sağlayan yüksek teknolojiler imdadıma yetişti. Aylarca, sabırla, acıyla, sancıyla mücadele ettim.

Türkiye´nin her yerinde çevre belasıyla uğraşmadığımız yer kalmadı. Sanırım 3-4 il kaldı. Onları da belki görürüm ama sadece Trakya´nın üzerine çöken bela bile normal bir ülkeyi mahvetmeye yeter.

Bizler "Sorunları surun etmezseniz ortada sorun kalmaz!" diyen bir zihniyetin yok edilmesini sağlamadan pek bir şeyin düzelmesini de beklememeliyiz.

Umarım yetkililer de gözlerindeki perdeden kurtulur da, bir gün bu bela dalgalarını görmeyi başarır. Görmesi gerekenler görev alanlarındaki aksaklıkları görene kadar, birilerinin bazı şeyleri yetkililerin gözüne sokması şart!

Kimse kusura bakmasın! Yoksa; felaketler sıradanlaşır!

Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ

YAZANLAR

  Murat VAKİTÇİ
  Mevlüt HALİLOĞLU
  Leman CAN
  İsmail Cenk KURAL
  Gülşah YEMİŞÇİOĞLU
  Gülden ADIGÜZEL
  İsmail ÖZTÜRK
  Müjdat UYSALCAN
  Hülya PERİN
  Ercan KILIÇLI
  Nizamettin GÜMÜŞ
  Feray KARAGÖZ
  Mustafa AYDINLI
  Murat SEVGİ
  Gülgün PALA KEÇECİ
  Gülbin PEKEL

SON BEŞ YAZI

  TÜRSAB İLE KOSOVA
  Mağduriyette Propaganda Dönemi
  Derinden Sarsıldık
  Bu Seçim Çok Farklı
  MÜJDE Artık Fakfakiriz

Tavuk Bonfile

Adet  0 TL.

Birtat Köfte

282 651 78 78

Rowenta Süpürge

Adet  0 TL.

Doğan AVM

282 654 23 00

Karaca Servis Seti

Kişi  0 TL.

Doğan AVM

282 654 23 00

Fırında Sütlaç (Cevizl

Adet  0 TL.

Diyar Döner

535 966 07 83

Patates Salatası

Adet  0 TL.

İstanbul Çorba

0553 854 5959

Kuru Fasulye

Adet  0 TL.

İstanbul Çorba

0553 854 5959