Devlet kurumlarının (Belediye, Hastane, İl Müdürlükleri) İlanlarını, gazetelere eşit dağıtılması ve gazetelerin yönetmeliklere uygun çıkmasını denetlemek için 1961 yılında kurulan  BİK (Basın İlan Kurumu)´da şahane arpalık arasında yerini aldı,

12´si Gazeteci temsilcilerinden, 12´si Hükümet temsilcilerinden, 12 si tarafsız (Hükümetin atadığı) üniversite dekanları hocalarından oluşan 36 kişilik BİK genel kurulunun üyeleri 80-90 bin TL. huzuru hakkı alırken, gazete çıkartmaya çalışanlar iflasın eşiğinde.

BİK genel kurul üyelerinin çalışmalardaki her türlü konaklama, ulaşım, yemek giderlerini yine BİK kasasından karşılanıyor.

Bu yağlı arpalıklığın 36 kişilik genel kurulu üyelerinin yıllık maliyeti 3 Milyon TL. civarında bu paralar gazetecilerin cebinden çıkıyor.

Peki ne iş yapar bu 36 kişi diye sorarsanız? 

Aslında 1961 yılında kurulduğunda çok önemli görevleri varmış, ama günümüzde tamamen arpalık, Türkiye genelinde bir zamanlar 2000 olan gazete sayısı kapana kapana zaten 300 lere düşmüş durumda.

İnternet haber sitelerine, Sosyal medyaya karışmayan bu kurul üyeleri, bir eli yağda, bir eli balda, suya sabuna dokunmadan havadan sudan gerekçeler ile ayda 1 -2 toplantısını yapar en lüks otellerde konaklar huzur hakkını cebine koyar işine bakar.

BİK (Basın İlan Kurumu)na gelince; gazetelerin resmi ilan bedellerinin cirosu üzerinden, net yüzde 15 komisyonu trink alır.

Mesela; Belediye gazetelere ilan, kutlama gibi bir yayın mı yaptırdı, BİK´e müracaat eder, piyasaya 100 liralık yayın, BİK´te 400 TL´dır, kimse sorgulamaz, sorgulamayaz tekeldir.

Alınan reklam bedeli gazetecinin kasasına gelene kadar erir.

Yani; hiç bir yatırım yapmadan, risk almadan, işçi çalıştırmadan, elektrik su, internet, stopaj kira ödemeden, masraf yapmadan; BİK tüm gazetelerin sadece gelirlerine yüzde 15 ortaktır.

var mı böyle dünya? var be.. hem de, en alasından.