Herkes bir erken seçim türküsü tutturmuş gidiyor. Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kim olur diye tartışılıyor haftalardır. Anketler yapılıp yayınlanıyor. 

Üstelik öyle bir zamanda ki: 

Dış borç tavan yapmış, hükumet borç ödemek için Ali’nin külahını Veli’ye giydiriyor. 

Stratejik kurum ve kuruluşlar özelleştirme maskesiyle yabancıların eline geçmiş. 

İstihbarat, kolluk kuvvetleri ve yargı kaleleri Cumhuriyetten intikam almaya yemin etmiş iktidar tarafından ele geçirilmiş. 

Yetmemiş Türk Hava Kurumu, Kızılay gibi kuruluşlar dahil bütün sivil toplum kuruluşlarına kadar kadrolaşmış. 

Mutfaklardaki yangın gün geçtikçe büyüyor. 

Uluslararası ilişkilerde herkes düşman ilan edilmiş. 

Bu ortamda muhalefet erken seçim istiyor. Neden? 

Dillendirmese de sorunlarla başedemeyen iktidar da erken seçim istiyor da ondan.  

2022 yılı sonbaharında erken seçim yapılacak. 

Atatürk Türkiyesinin çarklarını işlemez hale getirmek için 19 yılı iktidarda olmak üzere 90 yıldır uğraşan iktidar gidecek, (aslında gitmiş gibi yapacak) 

Yapmak zor yıkmak kolaydır derler.  

Yeni gelenler tüm kadrolarını seçimin ertesi günü işbaşına getirseler ve günde 24 saat uyumadan çalışsalar bile ekonomi başta olmak üzere devlet çarkının tüm dişlilerinin ahenkle çalışmasını sağlamak en iyimser tahminle 30 yıl sürer.  

Yeni iktidar mevcut iktidarın yarattığı bu bataklığa saplanacak ve çırpındıkça da batacak. 

Ve devraldığı iktidarın kadrolarını değiştirmeye bile fırsat bulamadan kaos ortamı yaratılacak.  

Ne idüğü belirsiz silahlı siviller türeyecek. 

Yeni seçilmiş çiçeği burnunda hükumet düşecek. Üyeleri zaten hazır olan anayasa komisyonu kurulacak, sözde yeni anayasa hazırlanıp halk oyuna başvurulmuş gibi yapılacak. 

Sandıklar açıldıktan 15 dakika sonra sonuç ilan edilecek. 

Bir ailenin iktidarda kalacağı “Monarşi” kurulacak.  

Tabi buna da Türk tipi monarşi denilecek. 

Ben “Teokratik Monarşi” diyorum. 

Var mısınız iddiaya? 

1.9.2021- Çorlu