İktidarın başı “Söz verdiğimiz her şeyi yaptık” demiş.
Bir an şaka yapıyor diye düşündüm.
Sonra bir daha düşündüm:
“Bunu bize yani Türk milletine mi söyledi” diye.
En başta “Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar” bitecekti.
Yolsuzluk günah işleme özgürlüğü, yoksulluk şükür sebebi oldu.
Yasaklarda ise destanlar yazdılar:
* - Taksimde gösteri yasak, Aslında gösteri de yasak,
* - Dövizin kaç TL olduğunu söylemek yasak,
* - Yandaşların işlediği suçların davalarına erişim yasak,
* - Sayıştayın mecliste rapor açıklaması yasak.
* - Kızlı erkekli oturmak yasak,
* - 15 Temmuz’u soruşturmak yasak,
Refah seviyemiz artacaktı, eski bir parti adı olarak kaldı.
Milli gelirimizle ilk 10 ülke arasına girecektik, küçük bir hesap hatasıyla enflasyonda dünyanın ilk 5 ine soktular.
Demokratik ülkeler ligine girecektik Ortadoğu bataklığına düşürdüler.
AB’ye girecektik, hatta girdik diye gündüz havai fişekler attık değil girmek görüşmeler bile askıya alındı.
Meclis lojmanları satılacak iktidar dahil bütün milletvekilleri halkın arasında oturacaktı.
Mevcut köşkler yetmedi yazlık, kışlık, baharlık, akşam yemekliği, misafir ağırlamalık saraylar yaptırdılar.
Bu kadar sarayı idare etmek için yakında “saraylardan sorumlu bakanlık” kurulması kaçınılmaz oldu.
Ürünlerimiz yerli ve milli olacaktı;
* - Her seçimden önce yerli uçak yaptılar
* - Her yıl yerli araba yaptılar
* - Petrol buldular, doğalgaz buldular
Ama dış güçler bırakmadı samanı bile ithal eder olduk.
Liyakatı esas alacaklardı ancak sadakat her şeyin önüne geçti.
“İlkeli siyaset” ilk vaatleriydi.
Diğer siyasilerle görüşülecek, tartışılacak ve uzlaşarak toplum için çözümler üreteceklerdi.
Bunu yapmak zor gelmiş olacak ki bunun yerine sokak dilini ve seviyesizliğini siyasete taşıdılar.
Siyasi rakiplerle toplum önünde tartışmaya bile cesaret edemediler.
Kutuplaşmayı o kadar körüklediler ki akrabaları bile birbirine düşman ettiler.
“Hukuk, korkutmanın ve cezalandırmanın değil adaleti sağlamanın ana aracıdır” diye süslü sözler verdiler.
İktidarları boyunca 227 hapishane yapmakla övünüyorlar.
Önceki hükumetler için “toplumsal denetime ve katılıma kapalı, yolsuzluğa açıklar” demişlerdi.
Aslında kendilerini tarif ediyorlarmış.
Bütün bunları yaşayan biri olarak “Söz verdiğimiz her şeyi yaptık” sözünü Türk halkına değil icazet aldıkları üst akıla, besledikleri faiz lobisine ve beslendikleri “dış mihraklara (!) “ söylediklerini düşünüyorum.
.jpg)
