Leman CAN
Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi  16.07.2021   (940) Okunma

24 Haziran 2018 tarihindeki seçimlerle Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemine geçtik.

Tüm yetkileri bir kişide topladık. Artık savcı da, hakim de avukat da aynı kişi.

Her şey onun iki dudağı arasında.

Hiç düşünmedik, hiç ders almadık tarihten.

En azından bir insan evladına bu kadar yük yüklenir mi diye bile sormadık kendimize.

Gelin bugün kaba bir hesap yapalım.

15 Temmuz 2021 tarihine kadar toplam 4300 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayımlanmış.

Yani sisteme girişten bu güne kadar tatiller dahil gün başına yaklaşık 4 kararname.

Bütün hazırlıkları yapılmış olsa bile bütün ülkeyi ilgilendiren bir konunun yalnız özetini dinlese en az 30 dk sürer. Yani günde 2 saat yalnızca kararnamelere ayırmak zorunda.

Üç öğün yemek ve kişisel ihtiyaçlar için her gün ortalama 3 saat ayırdığını kabul edelim.Eder 5 saat

Resmi kabuller ve görüşmeler için de günde 3 saat ayırmış olsun.Etti mi 8 saat.

Her bakanlığın danışacağı konulara yalnızca 15 er dk ayırsa toplam 4,5 saat eder. Toplam 12 saat 30 dakika.

Her gün 21 danışmandan yalnız ikisi ile görüşse en az yarım saat eder.Etti 13 saat.

Her gün ortalama 8 saat uyuduğunu varsayalım. Eder 21 saat

Partili Cumhurbaşkanı olduğu için parti çalışmalarına da zaman ayırmak zorunda. Bunun için de her gün yarım saat ayırmış olsun.

Etti 21 saat 30 dakika.

Yani saraydan hiçbir yere ayrılmadan, yurtdışına çıkmadan, yurtiçi geziler yapmadan, hafta sonu dahil hiç tatile ayrılmadan, her günün 21 saat 30 dakikasını zaten zorunlu faaliyetlere ayırmak zorunda.

İnsan merak ediyor tabi: O zaman kendisine tahsis edilen 13 uçağı, onca makam aracını onca sarayı ne zaman kullanıyor ?

Eşine ve çocuklarına ne zaman ve ne kadar vakit ayırıyor?

Torunlarıyla ne zaman görüşüyor?

Ne zaman iki satır kitap okuyor?

Ne ara müzik dinliyor?

Spor yapabiliyor mu?

Bu kadar rutin zorunluluklardan vakit bulup ulusal ve uluslararası ilişkiler için strateji geliştirebiliyor mu?

Ve bir insan bu yoğunluğa ne kadar süre dayanabilir?

Bir parça düşünebilenler biliyor ki böyle bir ucube yönetim sistemi olamaz.

Ne bilimseldir, ne mantıklıdır, ne de insancıldır.

Hele söz konusu 84 milyon vatandaşı olan bir ülkeyse tek adam yönetimi mümkün değil.

Onun içindir ki yönetemiyorlar.

Onun için ruh sağlıkları bozuk.

Onun için insani duygulardan uzaklaşıp ahlaksızlaştılar.

Ama her şeye rağmen hala :

“Asiyab-ı devleti bir har da olsa döndürür” diyenler varsa bilsinler ki

“Döndürür döndürür de anasının örekesine döndürür.”

Yaşadığımız örnekte görüldüğü gibi…

15.7.2021-Çorlu