Leman CAN
Yüreğimize Ateş Düştü  31.07.2021   (817) Okunma

19 yıldır yanıyoruz.

İlk önce cumhuriyetin yarattığı ekonomik değerler satıldı ekonomik olarak yandık.Çünkü satılanların yerine ne konulacağı ile ilgili “stratejik bir endüstriyel plan” yoktu.

16 yılda 7 milli eğitim bakanı ile Milli Eğitimi eğitimsizliğe dönüştürerek çocuklarımızın geleceğini yaktık, çünkü “milli bir eğitim planı” yoktu.

Üretim girdilerine yapılan zamlarla tarım ve hayvancılığın çanına ot tıkadık ve 4 milyon çiftçimizin çiftini çubuğunu terk etmesine sebep olup çiftçilerimizi yaktık. Çünkü “stratejik bir tarım planı” yoktu

Komşulardan ve hatta komşu olmayanlardan gelen sığınmacılarla ilgili süreci yönetemeyerek memleketi dingonun ahırına çevirdik. Çünkü “stratejik bir göç planı” yoktu.

6 gündür gerçekten yanıyoruz.

Güneydeki ormanlarımız başta olmak üzere ciğerlerimiz, insanlarımız, evlerimiz ve börtü-böceğimiz yanıyor ve iktidardakiler yangını söndürmek yerine nutuk atıyor.

5 bakan ve yardımcısı yangın bölgesinde basının önüne çıkmış durumu değerlendiriyor. Tabi ki olay yerlerine gitmeleri örnek bir davranış ama birinin talimatıyla, nutuk atmak ve çalışmaları engellemek için değil bizzat çözüme yardımcı olmak için gitmelilerdi.

Orman bakanı özellikle sosyal medyadaki provakatif yazıların ve videoların dikkate alınmamasını, günün birlik günü olduğunu söylüyor.

Hiçbir gazeteci de “bugüne kadar sen doğru bilgi verdin de biz mi kirli bilgiye inandık ?”.diye sormuyor.

Dışişleri bakanı “ayni olarak bir ihtiyacımız yok ancak maddi yardımlar için valilik hesap açıyor, ona destek olabilirsiniz” diyor. Ve yine hiçbir gazeteci; “herkese yanık kremi, su, iç çamaşır, sargı bezi, hayvanlar için yem, saman ve veteriner ihtiyaçlarının hepsini sağladınız da mı her felakette olduğu gibi para istiyorsunuz. Daha önceki felaketlerde de gönderdiğiniz IBAN’lara yatırdığımız paraları ne yaptınız ?” diye sormuyor.

Çevre bakanı ”Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle” diye başladığı konuşmasında yanan yerlerin, Anayasa’nın 169 ncu maddesi gereği yeniden ağaçlandırılacağını söylüyor. Hiçbir gazeteci “daha önce yanan ormanların yerine oteller diktiniz buna nasıl inanmamızı bekliyorsunuz ?” demiyor.

Ve hiçbir gazeteci “konuşma metinlerinizi sizi buraya gönderen şahıs mı yazdırdı ?” diye soramıyor.

5 gündür televizyonlarda herbokolog şahıslar THK’nın uçakları ile yangın helikopterlerini tartışıyor. “Tartışılan konunun öznesi yanlışsa sonuç kesinlikle yanlıştır “ ve bu yangın felaketinin öznesi THK uçakları değildir.

THK’nın telefonlara çıkmayan kayyımı da değildir. Belli ki THK’nın taşınmazlarını peşkeş çekmek için olduğu gibi talimat almıştır.

Özne : Dünyada küresel ısınma her yıl artarken, yalnızca bu yıl ABD ve Avusturalya’da büyük yangın felaketleri yaşanmışken iktidardakilerin ülkemizin orman ve bitki örtüsü için ne gibi tedbirler alıp uyguladığıdır (Dikkat: Bunun için donanım, diploma, öngörü ve liyakat gerekir).

Bu işlerden sorumlu kişilerin eğitimleri nedir?

Bugüne kadar ülkemizde çıkan yangınların bölgeleri ve boyutları nedir?

Ülkemizde yangın çıkış zamanları nedir?

Ormanlarımızın yangına duyarlılıkları nedir?

Halkımızın ormanları koruma duyarlılığı hangi seviyededir?

Yangın çıkmasını önleyici tedbirler nelerdir ve alınmış mıdır?

Bugüne kadar yanan ormanlarımız bir kısmı için neden Anayasa Md.169 uygulanmamıştır?

Ve en önemlisi; özellikle büyük çaplı yangınlara karşı koyma planı nedir ve provası yapılmış mıdır?

O nutuk atan bakanlara bunları sorsak muhtemelen:

“Biliyorsunuz biz emir kuluyuz, sayın cumhurbaşkanımız bu konularda bize talimat vermedi” diyeceklerdir.

Yanan ormanlarımıza mı, verdiğimiz insan kayıplarına mı, kavrulan börtü-böceğimize mi yanalım yoksa bütün bunlar olurken yangını yaşayanların kafalarına çay atılmasına mı kahrolalım.

.Ciğerlerimizin yanmasına sebep olanların ciğerleri yansın diliyorum…