Leman CAN
Herkes Haddini Bilecek  24.10.2021   (864) Okunma

ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nı Türkiye temsilcileri ortak bir bildiri yayınlayarak Türk mahkemelerince tutuklanan bir Türk vatandaşının serbest bırakılmasını istemişler.
Siz kimsiniz? Bu ne cürettir ! Bulunduğunuz ülkenin içişlerine karışma yetkisini size kim verdi! Biz müstemleke memleketi miyiz?

Tabi ki ülkemin hükumeti de hemen tepki vererek ilgili devlet temsilcilerini Dışişleri Bakanlığına çağırmış ve “göreviniz sınırları içinde kalın.” ikazı yapmıştır. 
Bazı yetkili makamlardan da tepki mesajları yayınlanmıştır.
Peki bu tepki uluslararası hukuk çerçevesinde yeterli ve yerinde mi? 
Buna da cevabı tarih versin.
- “20. y.y. başlarında Türkiye‟nin Washington Büyükelçisi Ahmed Rüstem Bey,
ABD‟nin başka ülkelerde, o dönemki yaptığı fiili durumları tenkit ettiği bir demeç vermiştir. Ayrıca Fransa ve İngiltere‟nin ABD‟yi savaşa sokmak için bir tuzak hazırladığını ve ABD‟nin bu tuzağa düşmemesi için tavsiyelerde bulunmuştur. Büyükelçi ABD‟yi, siyahî vatandaşlarına ve Filipinlerde yaptıklarını zulüm olarak tenkit etmiştir, Büyükelçinin bu tutumu hem ABD Başkanı hem de ABD bürokratlarını Büyükelçiyi, ABD içişlerine karışmakla suçlamasına sebebiyet vermiştir.
 Bunun akabinde ABD Başkanı, Türkiye‟nin Washington Büyükelçisi Ahmed Rüstem Bey‟in derhal ABD‟yi terk etmesini istemiştir. ABD Hariciye Vekili de 14 Eylül 1914 tarihli mektubu ile Büyükelçinin, ‟istenmeyen adam‟ olduğunu ilan etmiştir. 
ABD Dışişleri Vekili tarafından bir mektup daha gönderilerek, Büyükelçinin pişmanlık duyduğunu belirtip özür dilemesi durumunda yaşanan tatsız hadisenin yerini önceki mevcut iyi ilişkilerin devamının alacağını belirtmiştir. Ayrıca bunun ABD Başkanı tarafından da arzu edildiğini belirtmiştir. Tüm bu hadiselere karşı Büyükelçi cevap mektubunda, ABD Başkanı‟nın görüşlerine katılmadığını dolayısıyla özür dilemeyeceğini ve 15 gün içerisinde ABD‟den ayrılacağını bildirmiştir. Büyükelçinin bu tavrı karşısında ABD yönetimi hayretler içerisinde kalmıştır.”
- Venezuela hükümeti, Almanya‟nın Caracas Büyükelçisi‟ni; diplomasi
Temsilcilerini ülkesinin iç işlerine karıştığı iddiasıyla istenmeyen kişi (persona non grata) ilan etmiş ve ülkeyi terk etmeleri için 48 saatlik süre tanımıştır.
- Rusya 2018 yılının Mart ayında; İngiltere‟nin eski bir Rus ajanı ve kızının
zehirlenmesine ilişkin “provokatif suçlamaları” nedeniyle, 23 İngiliz diplomatı istenmeyen kişi (persona non garata) ilan etmiş, ve bir hafta içinde ülkeyi terk etmeleri istemiştir.
- Fas; İran‟ın Fas´ın aleyhine tutum sergilediği ve din işlerine karıştığı gerekçesiyle Mart 2009´da İran ile diplomatik ilişkilerini kesmiştir (aradan 7 yıl geçtikten sonra büyükelçi atamıştır).  
Tarih böyle diyor.
Madalyonun diğer yüzü ne diyor ?
Bildiriyi yazanlar sokaktaki adam değil ki aklına geldiği gibi konuşsun. Kişileri, grupları ya da belli bir kesimi değil her biri gelişmiş bir devleti temsil ediyor. O halde bunu neden yaptılar? 
Bu hakkı, bizim de imzalamış olduğumuz uluslararası anlaşmalardan aldıklarını, bunun, içişlerine karışma sayılmayacağını iddia edeceklerdir. Tartışmalı olsa da doğrudur.
Ancak Sosyolojide kuraldır : Hiç kimse muhatabına istediği gibi davranamaz. Herkes kendisine yapılacak davranışı kendi belirler.
Ey iktidar sahipleri !
Mazisi insanlık tarihi kadar eski milletimi, müstemleke muamelesine maruz bırakıp ite köpeğe maskara ettiniz ya iki cihanda da ellerim yakanızda olacak.