Geldiklerinden beri “Osmanlı torunuyuz” repliğini dillerine pelesenk etmişlerdi.
Osmanlı torunuyuz derken :
- Tek adama biat ederiz,
- Saray çevresini ve sülalemizi besleriz,
- Servetimizi korumak için de kolluk kuvvetleri ile silahlı kuvvetleri besleriz,
- Şiarımız “biz olmazsak devlet çöker” inancıdır.
- Payitahtın dışındaki bütün ülke sarayı beslemekle mükelleftir.
- Bize biat etmeyen herkes terörist, vatan hainidir.
- Yaptığımız her şey Tanrı’nın emridir.
- Biz iktidar olursak demokrasi vardır, aksi halde her şey antidemokratiktir.
- Hukuk, bizim talimatımıza göre davrandığı sürece uygulanır, aksi düşünülemez bile.
Demek istemişler.
Ya “halk” diye sorduğumda?
Ona da cevapları var. Halkın:
- Vergi ödemek,
- Sarayı beslemek,
- Askerlik yapmak,
- Açıkça olmasa da savaş ilan ettiğimiz bölgelerde ölmek,
- Mitinglerimizde alanları doldurmak,
- Dini kural ve hurafelere uymak,
- Modern köle olarak fabrikalarda çalışmak,
- Açlık sınırının altında ücret alsa da şükretmek
- Emekli olduğunda aç ve açıkta kalsa da bu dünyanın imtihan dünyası olduğunu unutmamak gibi ulvi görevleri var.
Bu görevleri kendisine verdiğimiz için bize minnet duyduklarından şüphemiz yok.
Çünkü yirmi yıldır hiç ses çıkarmadan görevlerini hakkıyla yapıyorlar.
Arada sırada itiraz etmeye yeltenenler olmuyor değil. O zaman kendimizi
sorguluyoruz.
Aslında “Osmanlı torunuyuz” diyoruz ama onlara tam layık olamadığımız
farkediyoruz.
İktidara geldiğimizde kardeşlerimiz dahil iktidarımızı tehdit edebilecek herkesi
ortadan kaldıramadık.
Onları ağılamak için şimdilik bol miktarda hapishane yaptık.
Ama 2023 yılında inşallah layık olacağız.
