Kazakistan olaylarını duyunca en çok sen sevinmişsin,
Muhalefetin ağzına bile almadığı cümleler sarfetmenden belli.
“Keske sokağa çıksalar” diye histeri geçirdiğini görür gibiyim.
Hayır! Sokağa çıkmayacağız! Bu ülkenin bürokratlarına, askerlerine kumpas kurdun
Sokağa çıkmadık,
Cumhuriyetin kazanımları bütün milli ekonomik tesisleri sattın,
Sokağa çıkmadık,
Seçimlerde hile yaptın
Sokağa çıkmadık,
Tank palet fabrikasını Katar’a peşkeş çektin
Sokağa çıkmadık,
Bir yüzükle Harun olarak gelip Karun oldun
Sokağa çıkmadık,
Kendilerine küfür edebileceğin kadar özgür ülkeyi kuran ulu önder ve arkadaşına “iki ayyaş” dedin
Sokağa çıkmadık.
Milyonlarca vatandaşımız açlık sınırı altında yaşarken onların rızıklarıyla mültecileri besledin,
Sokağa çıkmadık.
Çocuklara tecavüz eden tarikatlara kol kanat gerdin
Sokağa çıkmadık,
Dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek için eğitimde birlik ve beraberliği bozdun,
Sokağa çıkmadık.
Milyonlarca çiftçinin çiftini çubuğunu terk etmesine sebep oldun,
Sokağa çıkmadık,
Tek adam rejimi için her türlü entrikayı çevirdin,
Sokağa çıkmadık,
Ülkeyi beşli müteahhit çetesine teslim ettin,
Sokağa çıkmadık,
Diploman bile yokken o makama geldin
Sokağa çıkmadık.
Bizi, dayanma süremizi test edercesine açlık ve yoklukla terbiye ettin
Sokağa çıkmadık,
Hiç ümitlenme.
Ne Demirel, ne Ecevit, ne Erbakan, ne Çiller, ne de Özal döneminde “seçim yaparlar mı?”
“Kaybederlerse koltuklarından kalkarlar mı? “ gibi endişelerimiz olmamıştı ama
Buna rağmen bu sefer de sokağa çıkmayacağız.
Biz senin beraber yürüdüklerinizle yaptığınız kavgada kandırarak sokağa çağırdıklarından değiliz.
Tiyatroyu sessiz seyreden, aile arasındaki kavgaya karışmayanlardanız.
Sokağa yalnızca oy kullanmak için çıkacağız.
Bir çıkacağız pir çıkacağız ve sizi geldiğiniz gibi sandıkla göndereceğiz.
Belki 2023 de belki daha yakın….