Ve yıllardır gerçek aşkın ne olduğunu anlamaya çalışan insanoğlunun nesli aşk sayesinde devam ediyor. 

Kötülükleri aşk yeniyor, düşmanlıkları aşk bitiriyor. 

Aşkı yaşayanlar bedenen gömülüyor ama hiç ölmüyor..

Mecnun’a asıksanız Leyla’sınız. 

Bilime aşıksanız Newton, Arşimet, Einstein’sınız. 

Tanrı’ya aşıksanız Mevlana, Yunus Emre’siniz. 

Güce aşıksanız Kleopatra’sınız.. 

Üniformalı güce aşıksanız Hitler’in aşkı Eva Braun’sunuz.

Edebiyatçıya aşıksanız Voltair’in aşkı Emilie du Chatelet siniz.

Popülist politikacıya aşıksanız Juan Peron’un aşkı Evita Peron’sunuz. 

Düşmanınıza aşıksanız Romeo’nun aşkı Juliet’siniz. 

İmparatora aşıksanız Şah Cihan’ın aşkı, Taç Mahalde yatan Mümtaz Mahal, 

Truva savaşının sebebi Helen’siniz. 

İmparator size aşıksa Kanuni’nin aşkı Hürrem sultan, Napolyon’un aşkı Josephine’siniz 

Vatana aşıksanız Nene Hatun, Şerife Bacı, Gördesli Makbule’siniz. 

Karşılığını sorgulamayan aşıksanız yaşanmamışlığın aşkın kraliçesiniz demektir. 

Hangi aşkı yaşarsanız yaşayın, 

Yarı deli, dünyayı yerinden oynatacak güce sahip bir ruha teslim olmuşsunuz demektir. 

Yaşam, sahip olduğunuz her şeyi elinizden alabilir 

Geriye yalnızca“an”ların mimarı aşkınız kalır. 

Alevleri gittikçe artan aşkınız. 

Öyleyse bırakalım duygularımızın yelkenini aşk doldursun.

Yaşadığımızı iliklerimize kadar hissetmek için.