Leman CAN
Suyu Bile Kokuktuk  28.09.2022   (508) Okunma

Su..
Bulunduğu her yere yaşam veren madde.
İnsanların, etrafında yerleşim yerleri kurduğu,
Bulunduğu yerlerde medeniyetlerin geliştiği.
İnsan vücudunun % 60 ını oluşturan “Ab-ı hayat”.
Ya bugün?
Bölgemizdeki akarsu, etrafında yaşayanlar için korku, hastalık ve koku kaynağı.
O kadar ki kokudan uyunamıyor.
Çöp kokuyor, atıklar kokuyor ve hatta su kokuyor.
  Yetkililer, suyun kenarında yaşayanların kanser vaka sayısını açıklamıyor. Çevreciler sıkıştırınca da vakaları sigara ve alkole bağlıyorlar.
Yersen.
İktidar sahipleri her yıl çevre kirliliğine karşı yeni bir proje yapıyor, daha doğrusu “yapıyormuş” gibi davranıyor. Çünkü bunlar nasıl proje ise her yıl kirlilik daha da artıyor.
Tabi ki nüfus artıyor, buna paralel ihtiyaçlar da artıyor.
Ama iktidar da inatla plansız kentleşmeye, plansız endüstrileşmeye ve yer altı sularında olduğu gibi doğal kaynakları sınırsız ve sorumsuz kullanmaya  göz yummaya, ülkede başka yer yokmuş gibi Trakya’yı endüstriyel üretim merkezi yapmaya devam ediyor.Bulduğu her tarım arazisine OSB inşa ediyor. 
O kadar abarttılar ki sanayi manzaralı rezidanslar oluştu.
Bu kadar kirletici sanayi tarafından üretim yapılan yerde kirlilik olması kadar doğal ne olabilir?
Tabi ki hava kirlenecek,
Tabi ki toprak kirlenecek,
Tabi ki su kirlenecek.
Açık ki “aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır” sözünün doğruluğunu ispatlamaya çalışıyorlar. 
Üreticilerin büyük suçu var tabi ama  suçlu yalnız üreticiler mi?
Paranın din, rantın ve hırsızlığın doğal sayıldığı ortamda üreticilerin ahlaklı davranmasını beklemek safdillik olmaz mı?
İsteklerine sınır koymayan tüketiciler masum mu?
Temel ihtiyaçlarını giderdikten sonra “daha” demeye başlayan ve doymak bilmeyen tüketiciler olmazsa üreticiler neden üretsin?
Araba alan “ daha konforlusunu” 
Telefon alan “daha akıllısını”
Elektronik eşya alan “daha teknolojik olanını”
Kıyafet alan “ihtiyacından daha fazlasını” istediği, 
Ve tuvalet kağıdının kitaptan fazla satıldığı ülkemde kirliliğin artmaya devam edeceğini bilmek için alim olmaya gerek yok sanıyorum.
Peki çözüm?
“Ahlaklı” davranıp arınacağız. 
 “İstanbul’u kim kirletiyor” konulu araştırmanın sonucunda İstanbul’da oturanların yüzde 98’i “ben kirletmiyorum” cevabı vermiş.
Gerçekten böyle demişler ! 
Başkalarını suçlamaktan vazgeçip işe kendimizden başlayacağız.
Herkesin başına ahlaklı bir bekçi dikmenin mümkün olmadığını,
Kaynakların sınırlı ihtiyaçların sınırsız olduğunu,
Doğanın, kendisine yapılan düşmanlıkların intikamını mutlaka aldığını bilerek nefsimizi terbiye edeceğiz.
Hem üretici hem de tüketici olarak..
Bugün suyu kokuttuk bari tuzun kokmasını önleyelim.