Ercan KILIÇLI
Derinden Sarsıldık  08.02.2023   (722) Okunma

Erzincan depreminden sonra en büyük depremi yaşadık ve yaşıyoruz….

06 Şubat saat 4.17 de deprem yalnız binaları değil bizi de vurdu.

Hayatını kaybedenlere rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum.

İlk hissettiğimiz hissizlikti…Sessizlikti… Adeta sinir uçlarımızın uyuşmasıydı.

Sonra kendimize gelmeye başladık.

Depremi yaşayanların neler hissedebileceğini düşünürken ağladık, üşüdük.

Çoğumuzu aklına ilk gelen “ben ne yapabilirim ? ” oldu.

Dedik ama ne yapacağımızı bilemiyorduk.

İnsan olarak bizzat giderek arama kurtarma faaliyetlerine nasıl katılacağımızı bilmiyoruz.

Ayni yardım yapmak için güvenilir kuruluşlar hangileri, bilmiyoruz.

Herhangi bir doğal felakette hangi malzemelere öncelikli ihtiyaç duyulduğunu bilmiyoruz.

Bir kısım bireysel çabalarken, bir kısmı da idarenin boşluğunu doldurmak için örgütlenmeye çalışıyor.

Sorsan “deprem ülkesiyiz”.

Öncelikle yardımcı olmak isteyenlerin en büyük mülki makama (Valilik ve kaymakamlıklar) müracaat etmesini öneriyorum.

Oradan sonuç alamayanlar belediyelere müracaat etmeli.

Bunlarla eş zamanlı güvenirliğini kanıtlamış oluşumlarla (AHBAP derneği gibi) irtibat kurulabilir tabi ki.

Demek ki neymiş ?

Büyük devlet demek;

Bir servete mal olan büyük saraylar yaptırmak değilmiş,

Geçtik depremi, üzerinden araç geçince bozulan 5 santimlik asfaltlar değilmiş,

Liyakat yerine sadakatle makam dağıtmak değilmiş,

Basiretsiz yöneticilere makam odalarını varaklı dekore etmek değilmiş,

13 adet makam uçağı almak değilmiş,

Onlarca araçla Cuma namazına gitmek değilmiş,

Nereye gittiği belli olmayan iletişim vergisi toplamak değilmiş,

2020- 2021 ve 2022 yıllarında bilim insanlarının böylesi bir depremin yaşanabileceğini öngörmelerine rağmen kaynakları tedbir almak yerine 5 li çeteye aktarmak değilmiş.

15 saat boyunca deprem bölgesine ulaşamamak değilmiş,

Toplanan deprem vergilerini çar çur etmek hiç değilmiş.

Büyük devlet demek, diğer özelliklerinin yanında:

Böylesi bir coğrafyada, büyük felaketler başta olmak üzere her türlü hal ve şartta süratle organize olabilmek,

Devletin tüm kuruluşlarına güveni tesis etmek

9 şiddetindeki depremlerde bile ancak parmakla sayılacak kayıplar vermektir.

Hiçbir idareci “Yüzyılın felaketini yaşadık, onun için elimiz ayağımıza dolaştı” mazeretiyle kendisini savunamaz.

Üstelik bu felaketin bağıra bağıra geldiği bir durumda…

Beklentimin yüksek olduğunun farkındayım.

Öyle ya, bilimsel esasları belli ve öngörülebilirliği olan ekonomik sistemi bile felakete sürükleyen bir ekipten doğal bir felakete tedbir alma öngörüsü ve yeteneği bekliyorum.

Kusuruma bakmayın…

07.02.2023 Çorlu