|
Çorlu´nun Düsşman işgslinden kurtuluşunun 96. yıldönümüde konuşma yapan belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt ´´Türkiye’nin istikbali mücadelesidir. Yolumuz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına bağlı, çağdaş ve medeni Türkiye Cumhuriyeti’nin yoludur.´´ dedi.
Atatürk anıtına çelenk sunum töreni sonrasında Belediye Binası önünde devam eden kutlama programında vatandaşlara hitaben konuşma yapan Belediye Başkanı Sarıkurt ´´Bugün Çorlu’muzun kurtuluşunun 96’ncı yıl dönümünü kutluyoruz. Yine bir 1 Kasım sabahında mutlu ve gururluyuz.
Ne mutlu bizlere ki, emperyalist güçler tarafından tarihten silinmek istenen özgürlüğüne tutkun bir ulusun vatansever evlatları her karışını mübarek kanlarıyla sulayarak, hayatlarını feda ederek düşmanlardan geri aldıkları bu kutsal topraklarda, bugün dünden daha mutlu, gururlu ve onurlu bir şekilde yaşıyoruz.
Çorlu’muz, üç kıtaya yayılan Osmanlı Devletinin Rumelide fethettiği ilk şehirlerdendir. 1. Dünya Savaşı sonrasında yok olma sürecine giren Osmanlı Devletinin en güçsüz zamanında, vatanın birçok köşesinde olduğu gibi işgale uğrayan Çorlu, Kurtuluş Savaşında kazanılan zaferin ardından düşman ordularının işgalinden kurtarılmıştır.
İnönü Muharebeleri, Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruzda büyük zaferler kazanan Büyük Önder Atatürk ve silah arkadaşları, Lozan Antlaşmasının imzalanmasıyla birlikte düşman ordularını vatanımızdan atmış ve ülkemiz için büyük bir öneme sahip olan devrimleri hayata geçirmiştir.
Hak ve hürriyetlerden yoksun toplumların ayakta kalmaları ve yaşamaları mümkün değildir. Bu nedenle, bizlere ve gelecek nesillere düşen en önemli görev; destansı mücadeleler sonucunda bize emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmak, Atatürk ilke ve devrimlerini koruyup kollamak, iç ve dış tehditlere karşı uyanık olmaktır.
Atalarımızın bize emanet ettiği tam bağımsız, ilerici, laik cumhuriyetimizi ilelebet yaşatma ülküsü bizlerin ödevidir.
Değerli hemşerilerim, zaferler savaş meydanlarında, askeri güç ve taktiklerle kazanılır. Kazanılan zaferlerin kalıcı olmasını sağlayabilmek ise çok daha büyük bir mücadeleyi gerektirir. Bu da ilim ve irfan mücadelesidir. Türkiye Cumhuriyetinin temel yapı taşlarını oluşturan Atatürk ilke ve devrimlerini yaşatabilmek için, geri kalmışlığa ve cehalete karşı büyük bir savaş vermemiz gerekmektedir.
Zira mücadelemiz Türkiye’nin istikbali mücadelesidir. Yolumuz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına bağlı, çağdaş ve medeni Türkiye Cumhuriyeti’nin yoludur.
Sevgili hemşehrilerim; ulu önderimiz Atatürkün 5 Ağustos 1929da Eskişehirdeki sözlerini sizlere hatırlatmak istiyorum: Türk ulusunun sosyal nizamını bozmaya yönelik didinmeler, boğulmaya mahkûmdur. Türk ulusu kendinin ve yurdunun yüksek menfaatleri aleyhinde çalışmak isteyen bozguncu, sefil, vatansız ve milletsiz akılsız kişilerin, gizli ve kirli emellerini anmayacak ve onlara müsemma edecek bir heyet değildir. Türkiye, 1929dan beri Atatürkün hedef gösterdiği şekilde hem içte hem de dıştaki düşmanlarına karşı mücadelesini devam ettirmektedir.
Birkaç gün önce 95. yıl dönümünü coşkuyla kutladığımız Cumhuriyet Bayramının akabinde yaşadığımız kurtuluş günümüzde Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz. diyen, bize bu mutlu günleri hazırlayan ve armağan eden büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyorum. Ulusu ve yurttaşı yücelten bir aydınlanma devrimi olan Cumhuriyetin ve Atatürk ilke ve devrimlerinin savunucusu olan kahraman Türk Ordusu ve onun komutanlarının ebedi ruhlarına Çorlulu hemşerilerim adına saygılar ve şükranlarımı sunuyorum.
Değerli hemşehrilerim; Kurtuluş Bayramınızı bir kez daha kutluyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. ifadelerine yer verdi.
|
|