KASAİD Çorlu Şubesi tarafından Atatürk Meydanı’nda kadına yönelik şiddet protesto edilirken Çorlu’daki bir çok kadın derneğinin meydanda olmaması dikkat çekti.
Hafta başından itibaren gerek sosyal medyada gerekse gazetelerde Çorlu’daki kadınları eyleme çağıran KASAİD, meydanda yalnız bırakıldı. Çorlu’da faaliyet gösteren 220 derneğin yanı sıra, özellikle CHP, AKParti, MHP gibi siyasi partilerin kadın kolları ile Çorlu Kent Konseyi Kadın meclisinin eyleme duyarsız kalması akıllarda kalan soru işareti oldu.
Son günlerde kadına şiddet ve cinayetlerin artmasından dolayı toplumsal çağrı yapmak amacıyla Atatürk meydanında toplanan KASAİD Çorlu Şubesine bağlı üyeler ile konuya duyarlı bazı vatandaşlar kısa süren bir eylem yaptı.
Atatürk meydanında toplanan kadınlara hitaben KASAİD Çorlu şube Başkanı Başkanı Feray Karagöz, konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı.
‘Kadına Yönelik Şiddet İnsan Hakları İhlalidir’
Ülkede kadına yönelik şiddetin ve eşitsizliğin her türlüsüyle karşı karşıya olduklarını söyleyen KASAİD Başkanı Feray Karagöz; ‘’Son günlerde giderek artan kadına yönelik şiddet hepimizin içini acıtmaya devam ediyor. 11 Şubat’ta Özgecan Aslan’ın insanlık dışı katledişinin acısı dinmeden Hüsne Aslan’ın sevgilisi tarafından öldürülmesi isyanımızı daha da büyüttü. Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlalidir. İster kamusal ister özel alanlarda kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet uygulanmaya devam ediyor. 2013 yılında 214 kadın öldürüldü. 2014 yılında ise 294 kadın öldürüldü. Bu rakamlar resmi kayıtlara geçen rakamlardır. Bir de bizim duymadıklarımız, kayıtlara geçmeyenler var’’ dedi
Cinayete Kurban Giden Kadınlar
Ceza sistemindeki yetersizliklerin ve eksikliklerin canlarını acıttığını dile getiren Karagöz; ‘’ Erkekler ‘Beni aldattı, öldürdüm. Onurumu kıracak şekilde konuştu öldürdüm’ gibi bahanelerin ardına sığınarak rahatlıkla cinayet işleyebiliyor. Haksız tahrikten yararlanınca cezaları 12 yıla kadar düşüyor. Buna bir de iyi hal eklenince 10 yıla kadar iniyor. Yakın zamanda katledilen kadınlarımızdan Muhterem Göçmen, Gezi Olayları süresince defalarca polisten koruma talep etti. Ancak her defasında ‘Bütün polisler Gezi Olayları’nda görevlendirildi’ cevabını aldı. Savcı şikayetçi olunan adamı arka kapıdan serbest bıraktı. Sonuç; Muhterem çalıştığı kuaförde bıçaklanarak öldürüldü. Kanser tedavisi gören Ayşe Topçu, ütü yaparken kocası tarafından öldürüldü. Katili ise haksız tahrik indirimine başvurdu. Aralık 2013 yılında cinayet sonucu öldürülen 4 kadının cesedi bulundu ama failleri hala bulunamadı. Zor evlendirilip şiddet gören 17 yaşındaki çocuk gelinin pompalı tüfekle intihar ettiği iddia edildi. Halbuki bir hafta önce kayınpederi tarafından boğazından bıçaklanmıştı. Ceza alan yok. Eşini öldüren adam davada takım elbise giydiği için iyi hal indirimi aldı. 26 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki N.C ile ilgili davada kızın her şeyi bilerek ve rızasıyla yaptığı iddiasıyla sanıklara büyük ceza indirimi yapan mahkemenin kararı bu söylediklerimi doğrular niteliktedir. Uygulanmayan koruma kararları ve adaletsiz sonuçlanan cinayet davaları sebebiyle caydırıcı hiçbir unsurla karşılaşmayan erkekler cinayet işlemeye devam ediyor. Bunlar yaşanan ilk olay olmadığı gibi son olay da olmayacaktır’’ ifadelerini kullandı.
‘Atatürkçü Cumhuriyet Kadını Cinsel Kimliğiyle Toplumda Yer Almaz’
Açıklamasına devam eden Karagöz; ‘’Eğer devlet kadınların sahipsiz olmadığının, kimsesiz olmadığının farkına varırsa onları koruma altına ve etkili önlemler alırsa belki sorun bir nebze giderilir. Bugünkü anlayışla bu sorun devam eder gider. Kadınların şiddetten arınmış haklarını sağlamak, korumak ve yasal tedbirleri almak devletin görevidir. Bu konuda 6284 sayılı kanunun, 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nin gerekli uygulamalarını hayata geçirmek kadına yönelik her türlü şiddeti önlemek için atılacak en acil adımdır. Atatürkçü Cumhuriyet kadını cinsel kimliğiyle toplumda yer almaz. Sadece aklını, kişiliğini ve saygınlığını kullanır’’şeklinde konuştu.
Atılan sloganlardan sonra basın açıklaması son bulurken bundan sonraki kadın eylemlerinde birlik ve berberlik olması gerektiğinin altı önemle çizildi.
